Yerel seçim başarılarını kutlayalım!
Demokratik hak ve özgürlükleri, işçi haklarını savunalım!
Bir kez daha Erdoğan’a sonunun geldiğini gösterelim!
Kıdem tazminatlarımızın talanına karşı çıkalım!
Ücret ve maaşları kemiren enflasyonu, zamları, pahalılığı protesto edelim!
Doğu‘da Kürdistan‘da yürütülen savaşa karşı çıkalım, Kürtlerle barış isteyelim!
Öcalan’ın tecridine karşı yapılan açlık grevlerini destekleyelim!
Bu yıl, uluslararası işçi ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan Bir Mayıs’ı Türkiye’de Türk, Kürt ve diğer halklarımızdan işçi ve emekçiler 31 Mart yerel seçimlerinde elde etttikleri başarılarla kutlayacaklar. Bu seçimlerde HDP’nin politikası sayesinde, Kürt ve Türk işçilerinin ve emekçi halklarının tabanda oluşturdukları seçim ittifaklarıyla kayyımların çoğuna son verildi, başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde belediye başkanlıkları AKP-MHP ittifakına kaybettirildi. Erdoğan büyük bir yenilgi aldı, halklarımız O’na bir demokrasi dersi verdi. Bu başarı Erdoğan’ın sonunun başlangıcıydı. Şimdi Bir Mayıs mitinglerinde Kürt ve Türk işçi ve emekçileri, demokrasi güçleri arasında seçim kampanyası sırasında oluşan birliği, dostluk ve dayanışmayı pekiştirelim. Erdoğan’ın sonunu getirecek, MHP ile oluşturduğu faşizan iktidarına son verecek, Türkiye’ye demokrasi ve özgürlüğü, barışı ve kardeşliği getirecek olan güç, Kürt ve Türk işçi ve emekçileri arasında kurulan ve yeşeren bu birlik ve dayanışma olacaktır. Bu birlik Erdoğan ve Bahçeli’nin işçi ve emekçi halklarımız arasına ekmeye çalıştıkları düşmanlıkları yıkacak, enternasyonal dayanışmanın mümtaz örneklerini verecektir. Bu daha şimdiden Bir Mayıs alanlarında Erdoğan’ın Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşa, Rojova’ya müdahale girişimlerine karşı çıkmayı, Öcalan’a uygulanan hukuksuz keyfi tecride karşı açlık grevi yapan Leyla Güven ve arkadaşlarının direnişine sahip çıkmayı, Kürt sorununun eşitlik, özgürlük ve özerklik temelinde demokratik ve barışçıl çözümünü savunmayı gerektirmektedir. Bir Mayıs alanları ancak Kürt halkının ulusal ve demokratik hakları savunularak demokrasi şölenine dönüşebilir, enternasyonalizm ruhunu yaşatabilir.
31 Mart yerel seçimlerinde işçi ve emekçi halkımızın büyük bir çoğunluğunun Erdoğan’ın partisine ve faşizan ittifakına oy vermemesinin, „yeter artık“ demesinin en önemli bir nedeni de Erdoğan’ın uyguladığı, sorumlusunun kendisinin olduğunu beyan ettiği ekonomi politikasıdır. Enflasyon, zamlar ve pahalılık en başta dar gelirli, asgari ücretle çalışan işçi ve emekçilerin cebini yakmaktadır. Bir tarım ülkesi olan Türkiye’de halkın temel gıdası olan soğan, patlıcan, patates, domates, biberin yanına yaklaşılmıyor. Kilosu 10 liradan aşağı düşmüyor. İşçi ve emekçi et ve balığı çoktan unuttu. Dolar her gün yükseliyor. Elektriğe, gaza, suya yeni zamlar yolda. Erdoğan ailesi ve çevresindeki işadamları, ihracat ve ithalat tüccarları, inşaat müteahhitleri Türkiye’yi, hazineyi, belediyeleri talan ederek milyarlar vururken, işçi ve emekçiler yokluk ve açlık içinde kıvranmaktadırlar. Artan fiat, zam ve vergilerle halkın sırtından elde edilen gelirler betonlara, binalara, köprülere gömülmekte, köprüleri işleten konsorsiyumlara peş-keş çekilmektedir. Bu talan ve yağmaya son vermek biz işçi ve emekçilerin elindedir. Bunun için bir kez daha bu Bir Mayıs alanlarında Kürt ve Türk işçi ve emekçilerinin birliğini haykırmalı ve göstermeliyiz. Erdoğan açıkça fiyatların böylesine uçmasının bir nedeninin de Kürtlere sıkılan kurşun parası olduğunu söyledi. Savaşın olduğu her yerde kaybeden, ölen hep işçi ve emekçilerdir. Bunun için Kürtlere karşı yürütülen savaşa karşı çıkmak en başta Türk işçi ve emekçilerinin görevidir. Bu Bir Mayıs alanlarında Kürtlere karşı savaşa karşı çıkalım, Kürt ve Türk işçi ve emekçi dayanışmasını yükseltelim.
Şimdi Bir Mayıs alanlarında protesto edilecek en önemli konulardan biri de, Damat Albayrak’ın açıkladığı yeni ekonomi paketidir. İşçi ve emekçilerin ücretlerine yapılan saldırılar yetmiyormuş gibi, şimdi de bu paketle işçi ve emekçilerin tasarruflarına, kıdem tazminatlarına saldırılar planlanmaktadır. Çıkarılacak bir yasayla kıdem tazminatları, işsizlik sigortası, gönüllü bireysel emeklilik ve gelecek zorunlu biresel emeklilik bir fonda toplanacak. Bu fonda toplanan paralar istihdam yaratmak, ülkenin kalkınmasını sağlamak için yatırımlara ayrılmayacak. Tam tersine bu fonlarla, her gün giderek dışarda kredi ve döviz bulmakta zorlanan Erdoğan’ın çevresine, yerli ve yabancı tekellere yeni bir yağma ve talan olanağı yaratılacaktır. Yarın işçiler işsiz kaldıklarında, emekli olduklarında içi boşaltılmış fonlarla karşı karşıya kalacaklardır. Ona ne gençliğinde, ne de yaşlılığında bir huzur, reva görülmektedir. Buna müsaade edilmemelidir. Erdoğan’ın faşizan otoriter rejimi altında yaşamak, ezilmek ve sömürülmek işçi ve emekçilerin kaderi değildir. Bu kaderi değiştirmek Türk, Kürt ve diğer Türkiye halklarından işçi ve emekçilerinin elindedir.
Bir Mayıs alanlarında,
İşçilerin primlerine, tasarruflarına göz diken hükümetin yeni ekonomi planlarına karşı çıkalım. „Kıdem tazminatlarından, tasarruflarımızdan elini çek“ diyelim!
Kazanılmış ekonomik ve demokratik haklarımıza sahip çıkalım. İşsizliğe, yoksulluğa, enflasyona, zamlara, pahalılığa karşı çıkalım!
İşçi ve emekçi düşmanı Erdoğan’ın gidişini hızlandırmak, ülkemizi demokratikleştirmek, barışı sağlamak için Türk, Kürt ve diğer halklarımızın işçileri ve emekçileri arasında birliği güçlendirelim, enternasyonalizm bayrağını yükseltelim,
Başta Öcalan ve Demirtaş olmak üzere tüm politik tutuklulara özgürlük isteyelim. Barış istedikleri için işten atılan akademisyenlerin, demokratik tutumlarından dolayı KHK’larla işlerine son verilen öğretmen ve memurların işlerine dönmelerini talep edelim!
Haydi Bir Mayıs alanlarına!
TKP 1920 24.04.201