İşçi ve emekçilere, köylü ve esnafa, aydın ve sanatçılara, kadın ve gençlere, sol ve devrimci, barış ve demokrasi güçlerine, tüm halklarımıza çağrımızdır!
HDP’nin “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”nü destekleyelim!
15 Haziran 2020’de HDP iki koldan, memleketin iki ucundan, batıda Edirne’den, doğuda Hakkâri’den Ankara’ya hep birlikte darbelere karşı demokrasi, adalet ve özgürlük için yürüyecek. Üç milletvekilinin, CHP’den Enis Berberoğlu’nun, HDP’den Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesini ve hapsedilmesini, gazetecilerin, aydınların, siyasilerin tutuklanmasını ve keyfi yargılanmasını, HDP’li belediyelere kayyımlar atanmasını protesto edeceklerdir. Faşist AKP-MHP iktidarına, ülkeyi bildiği gibi, otoriter, diktatörce yöneten Erdoğan’ın hukuksuzluğuna, adaletsizliğine “dur” diyeceklerdir.
Hangi partiden, hangi görüşten, hangi hareketten olursa olsun tüm halklarımız, başta işçiler ve emekçiler HDP’nin bu yürüyüşüne destek vermelidir. Burada söz konusu olan Edirne’den Hakkâri’ye kadar Türkiye’dir, Türkiye’nin demokratikleşmesi, barış ve özgürlüğe kavuşmasıdır. Ülkede keyfiliğe son verip adaletin, hukukun tecelli etmesi, talan ve yağmanın, yokluk ve sefaletin, işsizliğin ve açlığın kalkmasıdır. AKP-MHP iktidarına, Erdoğan’ın saray rejimine son verilmesidir. Sokaklara çıkalım, hep birlikte Erdoğan’ın keyfi uygulamalarına karşı gelelim. O’na artık halkın susmadığını, korkmadığını, ayağa kalkmaya başladığını gösterelim.
Erdoğan yıllardan beri halkın, geniş emekçi yığınların suskunluğundan yararlanarak ülkeyi istediği gibi yönetebildi. Halk fakirleşirken ailesini, çevresini ülkenin en zenginleri yaptı, vurgun üstüne vurgun vurdu. Korona pandemisini bile “Allah’ın lütfu” yaptı. Halk yoksullaştı, ailesi zenginleşti. Demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri rafa kaldırdı. Her gün yeni bir sivil darbe yapmaya başladı. Sabaha karşı gazetecileri, HDP’lileri tutuklatıyor, halkın iradesini hiçe sayarak Kürt illerindeki belediyelere kayyım atarken, İstanbul, Ankara, İzmir belediyelerine tehditler yağdırıyor. Zaten antidemokratik olan seçim kanununu daha antidemokratikleştiriyor. Darbe üstüne darbe gerçekleştiriyor. Nefret söylemleriyle toplumu kutuplaştırıyor, Kürt düşmanlığını körüklüyor, Bakur’da, Başur’da, Rojova’da Kürtlere saldırıyor, İdlib’de, Libya’da İŞİD’çileri, İhvanı destekliyor, ülkeyi Orta Doğu savaş batağına atıyor. Ancak böyle iktidarda kalabileceğini hesaplıyor. Onun iktidar tabanı hızla eriyor. Halkımızın büyük çoğunluğu artık “yeter” diyor. HDP’nin yürüyüşü bu suskun çoğunluğun konuşması, ayağa kalkması, sokağa çıkması için bir fırsattır. Bu fırsatı kullanalım. Sesimizi yükseltelim.
Erdoğan’ın en çok korktuğu halkın sokağa çıkıp kendisini protesto etmeye başlamasıdır. O, bu protestoların kendi sonunun başlangıcı olacağını çok iyi biliyor. Halkın protestolarına, sokağın baskısına hiçbir hükümet dayanamaz. Şimdiye kadar baskıyla, terörle savaşla halkı susturdu, demokratik haklarını kullanmasını, sokağa çıkmasını engelledi. Korona salgınını da bunun için kullandı.
HDP’nin aldığı yürüme kararı Erdoğan’ın bu baskılarını kırmaktadır. Halka demokratik haklarını kullanma olanağı sağlamaktadır. Halkın sokağa çıkmasından korkan Erdoğan HDP’nin eylemine karşı yasaklarla cevap vermeye çalışmaktadır. Edirne ve Hakkâri’de valilere her türlü eylemi yasaklattı. Yine şiddet ve terör uygulayacağını ilan etti. Ama bu kez boşuna! Halkımız şunu biliyor ki, ayağa kalkan halkın direncini kimse kıramaz. Artık Erdoğan da kıramayacaktır.
Halkımız 15 Haziran’da anayasal demokratik haklarını kullanmalı, sokağa çıkmalı, HDP ve diğer vekilleriyle birlikte darbelere karşı gelmeli, demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü savunduğunu tüm dünyaya duyurmalıdır.
TKP 1920 www.tkp-online.com