TKP’yi Yeniden Yapılandırma Grirşimi
10 Eylül 2004 Açıklaması
Yoldaşlar,
Bugün yine 10 Eylül. Partimiz TKP’nin kuruluş yıldönümü. Bu parti 1920’de Büyük Ekim Devriminin ve işçi sınıfımızın ve halkımızın ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinin ateşleri ıçinde uluslararası işçi ve komünist hareketinin bir bölüğü olarak doğdu. Ağır baskılara, ölüm ve işkencelere, illegal koşullara rağmen işçi sınıfı ve halkımız arasına kök saldı. Her zaman işçi ve emekçi halkımızın demokrasi ve özgürlük, ekonomik ve sosyal haklar için, sosyalizm için mücadelesinin en önünde yer aldı, Kürt halkının ulusal ve demokratik mücadelsini destekledi. Bu mücadele ağır darbeler sonucu bir anlık „zorunlu kesintiler“ dışında 1980’li yıllara kadar kesintisiz olarak sürdü. Komünistler her zaman, en ağır koşullara rağmen partilerini yaşatmasını başardılar, onun işçi sınıfı ve halkımızla bağlarını kurdular, emekçi yığınların emperyalizme ve kapitalizme karşı sınıf ve demokrasi mücadelesinde partilerini öncü yaptılar.
Ama böylesi şanlı bir tarihe sahip olan partimiz TKP, bugün bir likidasyon yaşamaktadır. Bu likidasyon 1980’lerde TIP’le birleşmede ortaya çıkmış, Sovyetler Birliği’nin, Avrupa’da reel sosyalizmin çökmesiyle hızlanmıştır. O zaman TIP’le birleşmeyi amaç edinen ve son Sovyet yönetiminden destek alan yöneticiler parti içindeki sahip oldukları çoğunluğa dayanarak bu likidasyonu gerçekleştirmişler, hemen hemen parti birimlerinin tümüne yakınını dumura uğratmışlardır. Sağdan gelen bu likidasyon doğal olarak sola savrulmaları da beraberinde getirmiştir. 1990’dan sonra Partimizin tarihinde en büyük kayba sebeb olan bu likidasyon günümüzde tümden yok olma ve yok etme boyutuna ulaşmıştır.
Partinin tamamen sağa savrulan son yönetici kadrosu, bugün açıkca leninci parti ilkelerinin artık geçersiz olduğunu iddia edmekte, „partisizliği“ savunmakta, işçi sınıfını ve emekçi yığınları burjuvazinin, egemen güçlerin etkisine terketmektedir. Diğer taraftan sol sekter konumlara savrulan bazıları da partiye devrimcilik dayatmakta, sekter konumlarıyla hem toparlanmaya, hem de işçi sınıfının ve emekçi halkın demokrasi ve sosyalizm mücadelesine zarar vermektedirler. TPK’miz tarihi boyonca ne sağ, ne de sol oportünizme yer vermiştir. Markscı-Leninci ilkelere bağlı kalarak bu sapma akımlarla mücadele ede gelmiştir. Bugün bu sağ ve sol sekterlere karşı mücadele etmek, markscı-leninci ilkleri savunmak, parti bayrağını yükseltmek dünden çok daha acil ve yakıcıdır.
Yüreğinin sol köşesinde devrimci ateşi hala sönmeyen her TKP’li her 10 Eylül’de olduğu gibi bu 10 Eylül’de de bu likidasyona bir son verilmesi gerektiğini, silkinmenin, toparlanmanın zamanı geldiğini, yeniden yapılanmanın bir zorunluk olduğunu görür, bir yeni adım atılmasını bekler veya bizzat kendisi bu adımı atmayı düşünür. Bu zorunluluk onun bir nostaljisi veya sübjektif bir duygusallığı değildir. Bu zorunluluk onun için partimizin kurulduğu 1920 de olduğu gibi bugün de uluslararası gelişmelerden, bölgemizdeki olaylardan, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu çözüm bekleyen sorunlarından kaynaklanır. Marsist teoriyle donanmış devrimci bir komünist partisine sahip olmayan ülkelerin işçi sınıfı ve emekçileri, kapital karşısındaki mücadelede her zaman başsız ve güçsüz olmaya, reformist akımların etkisinde kalmaya, sonunda ağır yenilgilere uğramaya mahkümdür. Reel sosyalizmin dağılmasından sonra bir çok Avrupa ülkesinde işçi ve emekçiler böylesi bir durumla karşı karşıyadırlar, bir dağınıklık içindedirler. Kapitalizm bu ülkelerde reformist ve troçkist akımlar sayesinde „altın çağını“ yaşamaktadır. Işçi ve emekçiler markscı bir komünist partisinin ve reel sosyalist ülkelerin yokluğunu her gün daha çok hissetmeketedir. Ülkemizde işçi ve emekçi halkımız da, ABD’nin dünyada ve bölgemizde oynadığı oyunları, Türkiye’yi bölgede bir maşa olarak rahatça kullanmaya kalktığını, Devletin ve Hükümetin ülkeyi maceralara sürüklediğini, ulusal çıkarların ABD’nin ve AB’nin çıkarlarına endekslendiğini, kapitale ve emperyalizme karşı sınıf mücadelesinin gerilediğini, başta Kürt sorunu olmak üzere demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konusunda çözümlerin engellendiğini, ekonomik ve sosyal sorunların ağırlaştığını gördükçe TKP’e, O’nun politikasına, gelenek ve anlayışına dünden daha çok ihtiyaç duymakta, TKP’yi aramaktadır.
TKP bazı troçkistlerin ve SIP’lilerin yaptığı gibi yangından mal kaçırırcasına sırf bir isim çalmak veya devletten aldığı destekle bu isme „sahip“ çıkmak değildir. TKP kurulduğu günden beri teorik ilke ve anlayışlarıyla, uyguladığı taktik ve politikayla, yarattığı gelenekle bir bütündür. Bu gelenek ve anlayış Mustafa Suphilerden, Nazım Hikmetlerden, Yakup Demirlerden, I.Bilenlerden gelen bir gelenek ve anlayışdır. Bu gelenek ve anlayışı işçi ve emekçi halkımızın en bilinçli kesimi, en yiğit evlatları hapsi, zindanı, ölümü ve sürgünü göze alarak yaşattılar, TKP’yi işçi ve emekçilerle kaynaştırdılar. Ama TKP ismini, O’nun gelenek ve anlayışından koparmaya çalışma girişimleri yeni değildir. Devlet bunu denemiştir, TKP ismine harfler ekleyen bir çok sol sekter gruplar bunu denemiştir. Ama bunların hiç biri tutmamıştır, çünkü işçi ve emekçiler bunlara itibar etmemiştir, TIP-TKP birleşmesine itibar etmediği gibi, SIP girişimine de itibar etmemiştir. Işçi ve emekçiler TKP’lilerden TKP isminin marksist ilkelerle, geleneğiyle, politikası ve anlayışıyla yeniden bütünleştirmelerini beklemektedir. Önde duran görev bu bütünlüğü sağlamak, TKP’yi yığınlarla buluşturmaktır, ülkemizde demokrasi ve sosyalizm mücadelesini, sınıf savaşını yeiden yükseltmektir. Bunun yolu ise TKP geleneğine hala sahip çıkan ve TKP’yi yaşatmak gerekir diyen TKP’lilerin yeni bir atılım başlatmaları, yeni bir yapılanma için ayağa kalkmalarıdır.
Yeni bir atılım, yeniden bir yapılanma için adım atarken, dün olduğu gibi bugün de tüm TKP’liler ve sempatizanları için hareket noktası, likidasyon öncesi parti organlarınca kabul edilen partinin program ve tüzüğü olmalıdır. Partinin program ve tüzüğü, reel sosyalizmle ilgili bölümleri dışında diğer bölümleri ana ilkeleri itibarıyla kurulduğu günden beri geçerlidir. Detaylar dışında özü aynı kalmıştır, hedefleri ve çalışma ilkeleri hala bağlayıcıdır. Marsizm- Leniniz, proletarya enternasyonalizmi, Türkiye devrimi ve onun hareket güçleriyle ilgili uzun ve yakın hedefleri, Kürt halkının ve diğer halkların kendi karderini belirleme hakkı gibi ilkeleri savunmak güncelliğini tüm yakıcılığı ile korumaktadır. Mustafa Suphi’lerden Yakup Demir ve I. Bilen’e kadar uzanan geleneğe bağlı TKP’lileri bir araya getirecek ve yeniden yapılanmasında temel olacak ilkeler bunlardır. Bu ilkeleri kabul eden TKP’lilerin bugün başta gelen görevi örgütsüzlüğe, başı bozukluğa, disiplinsizliğe son vermek, partinin yeniden yapılanmasına katılmak ve başta işçi sınıfı olmak üzre toplumun her kesiminde partiyi güçlendirmektir, yeni üye ve sempatizanlar kazanmaktır.
Biz partimizde sorumluluk yüklenmiş iki üye olarak, giden bu likidasyona son vermek, partimiz TKP’yi yeniden yapılandırmak üzere bir girişimde bulunmaya karar verdik. Hala TKP’liyim, işçi sınıfımızın ve emekçi halkımızın TKP’ye ihtiyacı vardır, TKP’yi eski, Suphilerden, Nazımlardan, Demirlerden ve Bilenlerden gelen anlayış ve geleneği üzerinde (tüzük gereğince) yeniden yapılandırmak tarihsel bir zorunluktur diyen her partili ve sempatizanı bu girişime katılmaya veya desteklemeye veya kendisinin bir fiil bu ilke ve anlayış temelinde harekete geçmeye çağırıyoruz. Girişim, bu ilkeler temelinde TKP’lileri ve yeni üyeleri bir araya getirmeli, bir konferans toplamaya çalışmalı ve görevi konferansta parti organlarının yeniden seçilmesiyle son bulmalıdır. Reel sosyalizm yıkılmasıyla dünyada ortaya çıkan yeni süreçleri, uluslararsı işçi ve komünist hareketin ve uluslararsı sermayenin durumu hakkında çözümlemeler getirecek yeni program ve tüzük hazırlığı, eski program ve tüzüğe bağlılık temelinde yeni parti organlarının görevi olmalıdır.
10 Eylül 2004 TKP’nin 84. kuruluş yıldönümü yeni bir yapılanma için yeni bir atılım günü olsun. Bunu yapmak ve başarmak TKP’lilerin elinde ve sorumluluğundadır. Tarih önündeki sorumluluğumuzu yerine getirelim.
10 Eylül TKP’nin kuruluş günü tüm komünistlere, Türk ve Kürt işçi ve emekçilerine, uluslararası işçi ve komünist hareketine kutlu olsun!
N. Yelkenci – Ş. Durmaz – TKP’yi Yeniden Yapılandırma Grirşimi
Berlin, 10 Eylül 2004