Korona virüsle mücadele için
İdlib’den, Rojova’dan, Başur’dan, Libya’dan askerler hemen geri çekilsin!
Silahlanma ve savaş durdurulsun!
KORONA virüsü salgını küresel bir boyut kazandı. Virüsün ulaşmadığı ülke kalmadı. Virüs zengin, fakir, ülke ve insan, hükümran ve hükmedilen tanımıyor. Herkesin canını yakıyor. Ama en çok canı yanan en alta kalanlar, fakirler ve yoksullar, işsizler ve yaşlı emekliler, işsiz kalmakla karşı karşıya kalan işçiler ve emekçiler. Üsttekilerin, hükmedenlerin, zenginlerin ve kapitalistlerin tuzu kuru. Onlar istedikleri an test olabiliyorlar, tedavi görebiliyorlar. Ama işçiler ve fakirler, yoksullar ve emekçiler “zor durumda” olan sağlık sisteminde en son düşünülenler. Yönetenler onları bir sürü görüp, “ölen ölür, kalanlarla sömürü devam eder” demekteler, işçi ve emekçileri ölüme terk etmektedirler. Bu haksızlığa karşı savaş, kapitalist sisteme karşı savaşla iç içedir.
Virüs küresel neoliberal kapitalizmi teslim aldı, onun başta sağlık sistemi olmak üzere kamu hizmetlerini özelleştirmesinin, azami kâr hedefiyle metalaştırılmasının yanlışlığını tüm çıplaklığı ile ortaya koydu. Yıllardan beri Türkiye de dahil tüm gelişmiş ve gelişmekte olan kapitalist ülkeler özellikle halk sağlığını düşünmeden sağlık sisteminde yoğun bir tasarrufa giderken, kamu hastanelerini bakımsızlığa terk ederken, özelleştirirken; silahlanmaya ve savaşa olan harcamaları aklın ve hafızanın alamayacağı ölçüde arttırdılar. Bugün Korona virüsle mücadelede tüm devletlerin çaresizliği bu politikaların sonucudur. Amerika’nın Teksas eyaletinde Korona virüsüne karşı aşı geliştirilirken, “parasızlıktan“ çalışmaların durduğu, bugün virüsün yarattığı çaresizlik ortamında gün yüzüne çıkıyor. Silaha para var ama bilimsel araştırmaya yok. Test kiti yok, aşı yok, tedavi için ilaç yok. Ama tank çok, roket çok, obüs ve top çok, savaş uçağı ve bomba çok. Bunlara giden para, sağlık ve diğer kamu hizmetlerinden, bilimden kesilen paralardır, halkın omuzlarına bindirilen vergiler ve zamlardır. Korona salgını halkların gözünü açmaya, neoliberal politikaların ne demek olduğunu göstermeye başladı. İnsanlar korona salgınından sonra başka bir toplum, başka bir dünya istemeye başladılar.
Türkiye’de otoriter faşizan iktidar korona salgınıyla mücadelede tamamıyla yetersiz kaldı. ABD ve AB gibi zengin kapitalist ülkeler silahlanma nedeniyle yetersiz olan sağlık sistemlerine rağmen, salgınla mücadeleyi götürebilecek mali güce sahipler. Silah ve savaş sayesinde dünya sömürüsünden elde ettikleri trilyon dolarların birkaç trilyonunu salgınla mücadeleye ayırdılar. Vatandaşlarının işe gitmeme, evde kalma, sokağa çıkmama masraflarını bir nebze karşıladılar.
Türkiye’de ise; “Umre kutsal bir görevdir ertelenmez” diyen, hiçbir önlem almaya yanaşmayan Erdoğan şaşkın, bocalamaktadır. Devlet kasası tamtakır, Merkez Bankası akçesi yenmiş, bitmiş, İşsizlik Fonu’ndaki 130 milyar lira uçmuş, yerinde yok. Nereye gitti bu paralar? Bu paralar ihaleyi çarpan yandaş müteahhitlere gitti; en çok da silahlanmaya, İdlib’de, Rojova’da, Başur’da, Libya’daki savaşlara gitti. Hâlâ da gidiyor. Halkın sırtına bindirilen vergilerden, zamlardan alınan paralar milyon dolar olarak ÖSO denen çapulcuların maaşına gidiyor. Alınan ve sipariş edilen S400’lere, F35’lere ödeniyor. Bu silahlanma ve savaşlarla Erdoğan faşizan iktidarını sürdürmekte ve ayakta kalabilmektedir. O halkın sağlığını değil, aşırdığı ve aşıracağı paraları, ihaleleri düşünmektedir.
Ama halkımızın artık silahlanmaya ve savaşlara verecek, ÖSO çapulcularını besleyecek parası yoktur. Buralara akan paraların hemen korona salgınıyla mücadeleye ayrılması gerekmektedir. Avrupa’daki gibi en az 14 gün sokağa çıkmamayı, evde kalmayı sağlayacak bir önlemin ekonomik yükünü karşılamak, acil test kiti ve tedavi ilaçlarını ve solunum aletlerini temin etmek, büyük fedakârlıklarla çalışan sağlık personelinin korunma önlemlerini almak, hastanelerin alt yapısını güçlendirmek için savaşa, silahlanmaya giden paralar hemen kesilmelidir. Elde avuçta ne varsa halkın sağlığı için seferber edilmelidir.
İşçi ve emekçiler, gençler ve kadınlar, hümanistler ve aydınlar, barışsever ve demokratik güçler!
İnsanlarımızın Korona salgınında ölmesiyle askerlerin Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ölmesi birbirine bağlıdır. İdlib’den, Rojova ve Başur’dan, Libya’dan askerler hemen geri çekilsin! Savaşa ve silahlanmaya son verilsin!
Savaşa giden paralar hemen Korona salgınıyla mücadeleye ayrılsın! İtalya olmayalım!
Halkımızın kimsenin toprağında gözü yoktur. Erdoğan’ın işgal ve ilhak politikasına karşı çıkalım. Sesimizi yükseltelim. Bu ses bizleri hem Korona virüsünün öldürmesinden kurtaracak, hem de Erdoğan’ın faşizan iktidarının da sonunun gelmesini sağlayacaktır!
TKP 1920 www.tkp-online.com